Günvakti Köyü
 Ana Sayfa
 Günvakti Köyü
 Günvakti Gençlik
 Köyümüzün Tarihçesi
 Askerlerimiz
 Hava Durumu
 Merkez Köy Imami
 Köy Muhtari
 Kavakça Mh. Imami
 ILETISIM
Günvakti Köyü Derneği
 YÖNETIM KURULU
 Tüzügümüz
 Dernek Faaliyetleri
 Etkinliklerimiz
İnteraktif Bölümler
 Resim Galerisi
 Video Galerisi
 Konuk Defteri
 Forum
 Link Panosu
 Üyelerimiz
 Firma Rehberi
Üyelik Sistemi
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni Hatırla   
Üye Ol - Sifremi Unuttum
Ad :
Email :
Mesajınız :
  kadir karaman
  Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimde   ......
  kadir karaman
   Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimd   ......
  kadir karaman
  HAYIRLI CUMALAR   ......
 
Şu An 2:47:01 AM - 9/20/2024
Forum Ana Sayfa » » Son Açılan Konular » Son Cevaplanan Konular
Bölüm Hakemleri :
Kayıt bulunamadı!
YazanMesaj
CoSKun
[Her Daim (+)]


Kayıt Tarihi : 11/29/2007
Yer : Her Yer
Mesaj Sayısı : 369
   39465
müzik..
Forumdaki konuları normal okuyabilmeniz için üye girişi yapmalısınız.

Müzik en genel tanimi ile sesin biçim ve devinim kazanmis hâlidir. Biçim ve devinim içeren bir ses olusumunun müzik olarak kabul görmesi için dinleyende duygulara yönelik etkilesim yapmasi da beklenmektedir. Tarihsel dönem, bölge, kültür ve kisisel begenilere bagimli olarak ele aldiginda müzik teriminin tanimi önemli farklilik gösterebilmektedir. Özellikle 20. yüzyil çagdas Bati müziginde ortaya çikan çok farkli müzik akimlari, ortak bir tanimi büyük ölçüde zorlastirmaktadir. Bunun ötesinde, gittikçe daha fazla insanin erisme olanagi buldugu farkli kültürlere ait yerel müzikler de bu tanimlama zorlugunu arttirmaktadir.

Tüm bu sebeplerden dolayi, müzigin tek bir tanimla açiklanmasi yerine farkli açilardan (sosyolojik, psikolojik, akustik, politik vb.) yapilan birden fazla tanimla açiklanmasi yayginlik kazanmistir. Bir sosyologun müzige olan yaklasimiyla, bir akustik fizikçinin yaklasimi arasinda gerek tanim, gerek metodolojik olarak büyük farklilik vardir. Tüm bu yaklasimlar müzikologlar ve müzik teorisyenleri tarafindan arastirilir ve degerlendirilir.


Özellikler
Temel olarak dört ana unsurdan olusur: Diklik, yogunluk, süre ve tini.

Diklik, bir sesin ne kadar 'tiz' ya da 'pes' oldugunu ifade eder. Örnegin her nota ismi (Do, re, mi) farkli bir diklige sahiptir. Ayni nota isimleri de hangi oktavda bulunduklarina bagli olarak farkli diklikleri hangi edebilirler. Akustik olarak birimi frekanstir.

Yogunluk, bir sesin gürlügünü ifade eder. Müzikte nüans olarak da kullanilir (forte, piano, fortessimo vb). Akustik olarak birimi desibeldir.

Süre, bir sesin ne kadar sürdügünü ifade eder. Müzikte ikinin katlari biçiminde ifade edilir (birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik) ancak nota degerlerinin yanlarina konan noktalar sürenin kendi degerinin yarisi kadar daha uzamasini saglar.

Tini, bir sesin rengini ifade eder. Örnegin ayni oktavda ayni notayi ayni yogunlukta ve ayni uzunlukta çalan bir kemanla bir flüt arasindaki fark tini farkidir. Dört özellik içinde en karmasik olan özellik budur. Akustik olarak tini, sesin doguskan (harmonik) yapisina bagli olarak degisir.

Müzik konusunda en büyük sikinti, müzigin bilimsel yönleriyle yeteri kadar tanitilamamasidir. Insanlarin günlük hayatta bile sürekli iç içe olduklari bu olguya bilimsel yaklasmak faydali olabilir.

Müzigin tanimiyla ilgili su görüsler vardir :

Kelimelerle anlatilamayan duygu ve düsüncelerin seslerle anlatilmasi sanatidir. Müzik; duygu, düsünce, izlenim ve tasarimlari ve baska gerçeklerin de katkisiyla belli durum, olgu ve olaylari, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayisina göre birlestirerek, biçimlendirilmis seslerle isleyerek anlatan estetik bir bütündür. Herkesin anlaya bildigi ve anlayabilecegi yegane dildir.

Eski Yunan Felsefesinde müzigin etkisi yogun olarak görülür. Nitekim;

Musiki-musika-muzika-müzik kelimeleri Yunanca kökenlidir.

Yunan alfabesinde m-o-u-s-a harfleriyle yazilan ve musa diye okunan peri anlamindaki kelimenin sonuna gelen –ike veya –ika takisi, o kelimeye konusulan dil anlamini kazandirir; Elenika (Yunanca), Turkika (Türkçe), Italika (Italyanca) örneklerinde oldugu gibi...

Musa’ya eklenen –ike takisi, peri kelimesine de perilerin konustugu dil anlamini verir.( ta musiké )

Mûsikiye daha sonralari toplumumuzda Islâmi terimle meleklerin dili denilmistir.(Elest bezmi’nin avazesi)

Bu durum, müzige eski çaglardan itibaren batida da doguda da tanrisal özellikler atfedildigini gösterir.

Müzik; hem bir sanat hem de bir bilimdir. Duygusal olarak algilanisinin yani sira akil ile de kavranabilir. Bu özelligi ile bireyin ve toplumun duyus ve bilis açisindan durumunu belirledigi gibi, gelisim ve degisimini de saglayan organik bir yapidir. Sesin en güzel sekli müzik ile dile gelir. Resim, renklerin birlesmesinden; siir, kelimelerin kaynasmasindan nasil olusuyorsa; müzik de seslerin, duygu, düsünce ve heyecanimizi anlatmak üzere belli bir estetik anlayisina göre seçilip islenmesinden olusmaktadir.

Bilimsel Müzigin Egitime Etkisi

Bireylerin egitimsel sürecinde de müzik önemli yer tutmakta, duyussal ve bilissel yönden gelistirmektedir. Dogumdan itibaren insanlar duyus yetenegi kazanmakta, çevrede var olan sesleri bellegine yerlestirmektedir. Müzik, özellikle ilkögretim döneminde çocuklara bilimsel olarak kazandirilmali ve duygu dünyalarina düzenli olarak yerlestirilmelidir. Gelisme; organizmanin büyüme, olgunlasma ve ögrenmenin etkilesimiyle sürekli olarak ilerleme kaydeden degismesidir. Gelisme, ürün olarak ele alindiginda gelisim bu ürünün süreç yönü ile tanimlanabilir. Gelisim, organizmanin var olmasindan baslayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden belli kosullari olan ve en son asamasina ulasincaya kadar sürekli ilerleme kaydeden degisimidir. Gelisme, olgunlasma ve ögrenme etkilesimlerinin bir ürünüdür. Gelisim ise süreçtir. Olgunlasma ve ögrenme olmadan gelisim saglanamaz.

Insanlarin olgunlasmasinda müzik önemli yer tutmaktadir. Çocuklarin, okul yasantisiyla da desteklenen müziksel yasantilari kendilerini müziksel isitme, müziksel söyleme, müziksel çalma ve müziksel begeni davranislariyla boyutlandirmaktadir.

Müzik hayatin içerisinde var olan ve dinamik bir yapi gibi sürekli gelisen bir olgudur. Bizler, çocuklarimizi Müzik ile erken yaslarda tanistirmali ve mümkün oldugunca Müzigin insan yasamanin ayrilmaz bir parçasi oldugunu unutmamaliyiz.

Teknolojinin Müzige Etkileri

Müzik Kayit Sistemleri

Son yillarda müzik kaydi için olusturulan stüdyolarda büyük degisimler yasandi. Ilk müzik kayit aleti, olan Phonoautograph, 1857 yilinda Leon Scott tarafindan bulundu. Alexander Graham Bell, 1874'te Phonautograph ile çikageldi. Bu makine insan kulaginin sesleri duyma yönteminin taklit edilmesiyle yapilmisti. 1887'nin sonuna dogru, Edison Phonograph'i icad etti. 1886'daysa Phonograph'i gelistirerek Graphophone'u ortaya çikardi. 1924'te, insanlar mekanik kayit araçlari yerine Western Electric Company'nin yeni teknolojisini kullanarak yeni kayit cihazlari yaptilar. Bunlar, sesi daha gür ve cizirtisiz kaydedebiliyorlardi. Bugünlerde kullanilan manyetik kayit, 1990'de Valdemar Pousen tarafindan ortaya çikarildi. Telgraphone da bu yeni sistemin ilk çocuguydu. 1930'larin sonuna dogru, çok uzun kayitlar yapabilen ve çogu kosulda çalisabilen Magnetophone, kayitddfd aletleri piyasasini ele geçirdi. Bu icadlar, kaydedilen müzigin niteligini ve niceligini daha iyi kiliyordu.

Ses Depolama Ortamlari

Ilk ortaya çikan ses depolari, anolog depolama aygitlariydi. Ilk basta Fonograf olarak ortaya çikmislar ve sonra manyetik kullanilarak üretilmislerdir. Sonra ortaya dijital depolar çikmistir. Dijital depolama aygitlari da iki sekilde çalisiyordu: Optik ve manyetik. Bu yeni ses depolari, sadece boy küçülterek kullanim kolayligi saglamamis, ayni zamanda müzigin paylasimina yardimci olmustur.

Digital sistem genel bakista iyi gözükebilir ama asil olan analog sistemdir. müzik sonuçta bir iletim sistemine ihtiyaç duyar,ne dir bu plak,kaset,cd vb...kayit edilen müzik enstrumanlari en dogal biçimde duyurmak esastir.digital teknoloji kullanilan makinalara göre degisiklik saglar ama analog teknoloji buna izin vermez daha istikrarlidir.


Yukarı coshyilmaz@hotmail.com Bu Konudan Şikayetçiyim.!


Sayfalar :

Forumdaki konulara cevap yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.


 
   Ana Sayfa    Foto Galeri    Ziyaretçi Defteri    Iletisim