Günvakti Köyü
 Ana Sayfa
 Günvakti Köyü
 Günvakti Gençlik
 Köyümüzün Tarihçesi
 Askerlerimiz
 Hava Durumu
 Merkez Köy Imami
 Köy Muhtari
 Kavakça Mh. Imami
 ILETISIM
Günvakti Köyü Derneği
 YÖNETIM KURULU
 Tüzügümüz
 Dernek Faaliyetleri
 Etkinliklerimiz
İnteraktif Bölümler
 Resim Galerisi
 Video Galerisi
 Konuk Defteri
 Forum
 Link Panosu
 Üyelerimiz
 Firma Rehberi
Üyelik Sistemi
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni Hatırla   
Üye Ol - Sifremi Unuttum
Ad :
Email :
Mesajınız :
  kadir karaman
  Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimde   ......
  kadir karaman
   Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimd   ......
  kadir karaman
  HAYIRLI CUMALAR   ......
 
Şu An 5:48:01 AM - 9/20/2024
Forum Ana Sayfa » » Son Açılan Konular » Son Cevaplanan Konular
Bölüm Hakemleri : (coskun)  
Kayıt bulunamadı!
YazanMesaj
AykutKaragoz
[Agrasif]


Kayıt Tarihi : 12/1/2007
Yer : Istanbul
Mesaj Sayısı : 98
   39511
Dinine gönülden bagli lider..!
Forumdaki konuları normal okuyabilmeniz için üye girişi yapmalısınız.

Atatürk’ün materyalist yani dinsiz olarak gören bazi kesimlere hitaben alinmistir okusunlar de neyin ne oldugunu ögrensinler....
SON PARAGRAFA DIKKAT...!

Atatürk’ün Zagnos Pasa Caminde yaptigi hutbe.....
_________________________________

Atatürk, Islam dininin tamamen ilme ve mantiga uygun bir din oldugunu söyle ifade etmistir: "Bizim dinimiz en makul ve en dogal bir dindir. Ve ancak bundan dolayidir ki son din olmustur. Bir dinin dogal olmasi için akla, teknige, ilme ve mantiga uygun olmasi gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... Islam'in sosyal hayati içinde hiç kimsenin, bir özel sinif halinde varligini sürdürme hakki yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmus olmazlar. Bizde ruhbanlik yoktur, hepimiz esitiz ve dinimizin kurallarini esit olarak ögrenmeye mecburuz"


(Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)


ATATÜRK DIYOR KI: "DINSIZ MILLETLERIN DEVAMINA IMKAN YOKTUR" Atatürk'ün "dinsiz milletlerin devamina imkan yoktur" sözüyle, Islam'in Türk Milleti'nin bekasi için tasidigi önemi vurguladigi, bilinen bir gerçektir. Tarihsel ve toplumsal gerçeklere baktigimizda, bu sözün çok dogru oldugunu açikça görürüz.

"Türk Milleti daha dindar olmalidir, yani bütün sadeligi ile dindar olmalidir demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasil inaniyorsam, buna da öyle inaniyorum."
-Mustafa Kemal Atatürk- Diyanet Isleri Baskanligi Yayinlari, s.32)

DINE OLAN HIZMETLERINDEN BAZI ÖRNEKLER
Atatürk Islam dininin herkes tarafindan çok iyi ögrenilmesi taraftaridir. Geri kalisimizin en büyük nedenleri arasinda dine yabanci kalisimiz gelmektedir. Iste Atatürk sürekli bundan bahsetmektedir. Diyorki; “Kur’an-i Kerim dinliyorsunuz, onun pesinden gidiyorsunuz, ama ne dedigini anlamiyorsunuz. Bir insan inandigi, pesinden gittigi bir seyi anlamaz mi?” Atatürk, sikayet ettigi bu konuda somut bir adim atmak ister ve Kur’an-i Kerim’in Türkçe’ye çevrilmesini emreder. Kur’an’i Kerim’in tefsirinin o günün insanlarinin anlayacagi bir dille yapilmasini ister. Bu maksatla Merhum Elmalili Hamdi YAZlR’a tefsir; Mehmet Akif’e de meal yapma görevi verilir. Mehmet Akif’in meali yazip yazmadigi belli degildir. Yakin arkadasi merhum Mahir IZ’in naklettigi bir rivayete göre, Akif bir gün Ahmet NAIM’in baslattigi Sahihi Buhari Muhtasari Tecridi Sarih adli eseri tamamlamakla görevlendirilen Kamil MIRAS’la karsilasir. Akif, Kamil MIRAS’a; “hadis isi nasil gidiyor?” der. Kamil MIRAS: “Is çok, altindan kalkamiyorum” seklinde cevap verir. Buna karsilik Akif: “Sen hadisin altindan kalkamiyorsun da ben Allah’in sözünün altindan nasil kalkarim” diyerek çalismalarini sona erdirdigini ima eder. Atatürk’ün din alaninda yaptigi önemli hizmetlerden birisi de hutbelerle ilgilidir. Bildiginiz gibi Cumhuriyet gelinceye kadar Osmanli döneminde hutbeler Arapça okunurdu.
Hutbe; hitap etmek ve konusmak demektir. Cemaata bir seylerin anlatmasi demektir. Atatürk’ün talimatiyla hutbeler Türkçelestirildi. Simdi camilerimizde dinimizi ve dünyamizi ilgilendiren bir çok konular, hatiplerimiz tarafindan anlasilir ve sade Türkçe olarak anlatilmaktadir. Saglikla, çevreyle, tabiatla, iktisatla ilgili konular anlatiliyor. Konular 5 dakikada halkimiza aktariliyor. Hutbeyi fazla uzatmakta dogru degildir. Dikkatten kaçar, akilda, hatirda kalmaz. Onun için 5 dakikada, kisa zamanda bir çok bilgiler verilmektedir. Tabiinden Abdullah isminde bir zata; “Öleceginize bir saat kaldigini bilseniz o bir saati neyle degerlendirirsiniz?” diye sorulur. O da “okumakla degerlendiririm” diye cevap verir. Kur’an-i Kerim’in ilk sözü “oku” diye baslar ve Yüce Yaratici “Kalem” e yemin eder. Yüce Allah’in kaleme yemin etmesi okumaya, yazmaya ne kadar önem verdigini göstermektedir. Atatürk, dinin istismarini önlemek için dinin iyi anlasilmasini bizzat uygulamalariyla ortaya koymustur. Eger Atatürk, din aleyhtari birisi olsaydi Kur’an mealine, hadislerin açiklanmasina, serh edilmesine bu kadar önem verir miydi? Bunlar için özel tahsisat ayirir miydi?

Dini müesseselerle ilgili kanaatleri

Atatürk’ün Zagnos Pasa Caminde yaptigi hutbe büyük önem arz etmektedir. Süphesiz bu bir Cuma hutbesi degildir. Atatürk, Zagnos Pasa Camiinde Kuvayi Milliye sehitlerinin ruhuna ithafen bir mevlit okunduktan sonra, caminin içinde bir konusma yapar. 7 Subat 1923’te Zagnos Pasa Camii minberinden yaptigi bu tarihi konusma, tarihçilerin de belirttigi gibi, Atatürk’ün gerçeklestirdigi devrimlerin temel felsefesini ortaya koymustur. Atatürk bu hutbede Yüce Islam dininin, insanlari maddi ve manevi mutluluklarini hedef alan en son ve en mütekamil bir din oldugunu, akla ve mantiga ters düsen prensipler ihtiva etmedigini en açik ifadelerle dile getirmistir. Bunlar son derece yerinde tespitlerdir. O söyle diyor: “Insanlara manevi mutluluk vermis olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla mantiga gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eger akla, mantiga, gerçeklere uymamis olsa idi, bununla diger ilahi tabiat kanunlari arasinda birbirine zitlik olmasi gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarini yapan Cenabi Hak’tir” Atatürk burada sunu demek istiyor: Kur’an Allah’in sözüdür. Tabiat da Allah’in yarattigi bir seydir. Onun fiilinin eseridir. Allah’in sözü ile fiili arasinda çeliski olmaz. Yani tabiatla Kur’an arasinda bir çeliski yoktur. Bu oldukça önemli bir tespittir.

Camilerle ilgili olarak devamen söyle diyor

Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksizin yatip kalkmak için yapilmamistir. Camiler söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapilmasi gerektigini düsünmek yani birbirimizin görüs ve düsüncelerini almak için yapilmistir. Camiler Peygamberimizin zamaninda Atatürk’ün ifade ettigi gibi sadece ibadet mekani olmaktan ibaret degildi. Din ve dünya islerinin konusuldugu, savasa veya barisa karar verildigi, gelen yabanci heyetlerin kabul edildigi, ayni zamanda ibadet vakti geldiginde namaz kilindigi mahallerdi. Yani o zaman tek bir kurum vardi, O’da cami idi. Denilebilir ki Islam medeniyeti camiden dünyaya yayilmistir. Eger Medine’deki Hz.Peygamber mescidi olmasaydi, bu muhtesem Islam medeniyeti vücut bulmazdi. Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksizin sadece namaz kilinip, çikilip gidilen yerler degildir, diyor. Camiler; ibadetle beraber dinimiz için dünyamiz için yapilmasi gerekenlerin düsünülüp konusuldugu yerlerdir.
Dinimizde Ruhbanlik yoktur

Nutuk’un disinda da saglam kaynaklarda Atatürk’e ait çok güzel veciz sözler vardir. Atatürk ruhban sinifinin olmadigindan da bahsederek, sunlari söylüyor: “Bizde ruhbanlik yoktur. Hepimiz esitiz ve dinimizin ahkamini esit olarak ögrenmeliyiz. Her fert dinini, diyanetini, imanini ögrenmek için bir yere muhtaçtir. Orasi da mekteptir.”

Atatürk tekke ve zaviyelerle ilgili de sunlari söylemektedir: “Efendiler Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin seddive ale’l-umum tarikatlarla seyhlik, dervislik, müritlik, çelebilik, falcilik, büyücülük ve türbedarlik ve ahilik bir takim ünvanlarin men ve ilgasi da Takrir-i Sükun Kanunu devrinde yapilmistir. Bu husustaki icraat ve tatbikat heyeti içtimaiyyemizin hurafe perest iptidai bir tavir olmadigini göstermek nokta-i nazarindan ne kadar elzemdir. Bu takdir olunur.” Türbeler neden kapatildi? Atatürk iste bunu açikça ifade ediyor. Hurafe perestligi önlemek için türbelerin kapatildigini ifade ediyor.

Atatürk dinin yüceliginden, ulviyetinden ve kutsiyetinden söz ederken; “din siyasete alet edilmesin, din sahsi çikarlar için kullanilmasin” demekte ve Yüce Islam dininin sahsi çikarlar için kullanilmasini irtica olarak kabul etmektedir.


((FITIL AGANIN TORUNU KARAGÖZ)) Bir Insanin Onuru Mensubu Oldugu Milletin,Yüceligi ve Serefi ile Esdegerdir..!
Yukarı aykut_22222@yahoo.com aykut_22222@hotmail.com Bu Konudan Şikayetçiyim.!


Sayfalar :

Forumdaki konulara cevap yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.


 
   Ana Sayfa    Foto Galeri    Ziyaretçi Defteri    Iletisim