Günvakti Köyü
 Ana Sayfa
 Günvakti Köyü
 Günvakti Gençlik
 Köyümüzün Tarihçesi
 Askerlerimiz
 Hava Durumu
 Merkez Köy Imami
 Köy Muhtari
 Kavakça Mh. Imami
 ILETISIM
Günvakti Köyü Derneği
 YÖNETIM KURULU
 Tüzügümüz
 Dernek Faaliyetleri
 Etkinliklerimiz
İnteraktif Bölümler
 Resim Galerisi
 Video Galerisi
 Konuk Defteri
 Forum
 Link Panosu
 Üyelerimiz
 Firma Rehberi
Üyelik Sistemi
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni Hatırla   
Üye Ol - Sifremi Unuttum
Ad :
Email :
Mesajınız :
  kadir karaman
  Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimde   ......
  kadir karaman
   Tüm Islam Aleminin hemserilerimin ve dostlarimin Cuma günü mübarek olsun hayirli cumalar.hayirli bol kazançlar dilerim saglikli huzur içimd   ......
  kadir karaman
  HAYIRLI CUMALAR   ......
 » BU GECE MÜBAREK,KANDIL GECESI,UYANIK OLALIM..

ÖNCELIKLE KANDIL inizi tebrik eder,ÜLKEMIZE bolluk ,bereket,huzurve mutluluk getirmesini dleriz..

Ülkemizde kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayinin on ikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayinin ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayinin yirmiyedinci gecesi olan Mirac, Saban ayinin on besinci gecesi olan Beraat ve Ramazan ayinin yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesidir.

Diyanet Isleri Baskani Ali Bardakoglu, "Üç aylar ve kandiller, giderek yalnizlasan, maddi imkani artmasina ragmen ruhi yönelislerini yitiren günümüz insani için bir dirilis firsatidir" dedi. Bardakoglu, bu gece kutlanacak Regaib Kandili dolayisiyla yayimladigi mesajinda, bu zaman dilimini firsat bilerek çekismeleri ve kirginliklari, sahsi menfaat hesaplarini bir tarafa birakip, sevgi, saygi ve hosgörü ortaminin kurulmasina, birlik, beraberlik ve kardesligin güçlenmesine, insani ve ahlaki meziyetlerin yayginlasmasina gayret gösterilmesi çagrisinda bulundu. Bardakoglu, "Bu mübarek aylar, durup düsünmenin, geçip giden zamanin degerini idrak etmenin ve daha iyi degerlendirmenin çaba ve imkanlarini sunmaktadir bizlere" dedi. Bardakoglu mesajinda tüm vatandaslarin, yurt disindaki soydaslarin ve bütün Islam aleminin Regaib kandilini kutladi

 



Osmanlilar döneminde II. Selim zamanindan baslayarak, minarelerde kandiller yakilarak duyurulup kutlandigi için "Kandil" olarak anilmaya baslamistir.[1]

Bu gecelerden Kadir gecesi ile ilgili olarak Kur'an-i Kerim'de müstakil bir sûre bulunmaktadir. Kur’an-i Kerim’in doksan yedinci suresi olan bu sûrede Allah-u Teala, Kadir gecesinin bin aydan daha hayirli oldugunu bildirmistir. Fakat bunun da Ramazanin yirmiyedinci gecesi olduguna dair kesin bir delil yoktur. Kadir gecesi ile ilgili hadislere bakildiginda Peygamberimizin (sav) mü’minlere tavsiyesi, Kadir gecesini Ramazanin son on gününün tek gecelerinde aramalari seklinde olmustur. Buna göre Kadir gecesi Ramazanin yirmi bir, yirmi üç, yirmi bes, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir. Yani Kadir gecesi, zamanimizda Müslümanlarca ihya edilmeye çalisildigi gibi herkesçe bilinen bir gece olmayip, aksine gizlenmistir. Resulullah (sav) bile Kadir gecesinin Ramazanin kaçinci gecesi oldugunu bilmiyordu.

Kadir gecesinin ihyasi ile ilgili olarak Peygamber (sav)’den bir dua haricinde herhangi ibadet tavsiye edilmemistir. Fakat Âise validemizin bildirdigine göre Peygamberimiz Ramazan ayinda, diger aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanin son on gününde ise çok daha siddetli bir gayrete geçerdi. Son on günde geceleri ihya eder, ailesini de (gecenin ihyasi için) uyandirir ve itikâfa girerdi.[2]

Bir gün Âise validemiz, Peygamberimiz (sav)'e: "Ey Allah’in elçisi! Kadir gecesinin hangi gece oldugunu anlarsam o gece nasil dua edeyim?" diye sormus, Peygamberimiz (sav) de ona: "Su duayi oku" buyurmustur:

"Allahim! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet."[3]

Beraat gecesinin fazileti ile ilgili olarak da Peygamberimizden nakledilen birkaç hadis bulunmaktadir. Bunlardan bir tanesinde bu gecede Allah’in dünya semasina tecelli edecegi, Kelb kabilesinin koyunlarinin killari adedince (çokluk belirtmek için kullanilmis bir ifade) insani bagislayacagi ve kendisine edilen tüm dualari kabul edecegi anlatilmaktadir.[4] Birçok alim, bu hadislerin isnadlarinda problem bulundugunu, dolayisiyla hadislerin zayif oldugunu ve bunlarla amel edilmeyecegini belirtmislerdir. Müfessirlerden Ebu Bekir Ibnu’l-Arabî, Beraat gecesinin fazileti hakkinda bir tek saglam hadisin bile gelmedigini, dolayisi ile bu konu ile ilgili olarak hadis diye dolasan sözlere itibar edilmemesi gerektigini söylemektedir. [5] Gerçekten de Peygamberimiz Muhammed (sav)’in ve sahabe-i kiramin mescidlerde bu geceyi ihya etmek için toplandigi, özel dualar ettikleri, bugün özellikle ülkemizde oldugu gibi bu geceye has namaz kildiklari seklinde tek bir rivayet dahi gelmemistir. Bazilari Duhan sûresinde geçen: “O gecede her hikmetli buyruk ayrilir ve katimizdan bir emirle ilgilisine yollanir.”(Duhân, 44/4-5) ayetlerine bakarak o gecenin Saban ayinin on besinci gecesi olan Beraat gecesi oldugunu söylemislerdir. Buna dayanarak da Allah’in o gecede kullarin riziklarini taksim ettigini, ecellerini tayin ettigini, bir sonraki Saban ayinin on besine kadar olacak tüm olaylari takdir ettigini, dolayisiyla bu gece yapilacak olan dua ve ibadetlerin mutlaka kabul edilecegini iddia etmislerdir. Böylece peygamberimiz ve ashabinin yapmadigi, bu geceye has bir takim ibadetler ortaya çikmistir. Hâlbuki Allah-u Teala o sûrede söyle buyurmaktadir:

“Hâ Mîm. Andolsun o apaçik kitaba ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyariciyiz. O gecede her hikmetli buyruk ayrilir ve katimizdan bir emirle ilgilisine yollanir.” (Duhân, 44/1–5)

Görüldügü gibi Allah-u Teala, islerin taksim edildigi gecenin Kur’an-i Kerim’in indirildigi gece oldugunu bildirmektedir. Kur’an’in da Saban ayinin on besinde degil; Ramazan ayinda ve Kadir gecesinde nazil oldugunu diger ayetlerden ögrenmekteyiz:

“Ramazan ayi ki o ayda insanlara yol gösterici, dogrunun ve dogruyu egriden ayirmanin açik delilleri olarak Kur’an indirilmistir.” (Bakara, 2/185)

“Muhakkak ki biz Kur’an’i Kadir gecesinde indirdik.” (Kadir, 97/1)

Alimlerin büyük bir çogunlugu Duhân suresinde geçen “mübarek gece”nin kadir gecesi oldugunu söylemislerdir. Müfessir Ebu Bekir Ibnu’l-Arabî bu konuda söyle demektedir: “Bu ayette geçen mübarek gecenin kadir gecesi degil de baska bir gece oldugunu iddia edenler, Allah’a büyük bir iftirada bulunmus olurlar.”[6]

Bir de Beraat gecesi ile alakali olarak halk arasinda “Beraat gecesi namazi” olarak bilinen bir namaz vardir. 100 rekât olan ve her rekâtinda Fatiha ve on defa Ihlâs suresinin okunmasi gerektigi söylenen[7] bu namazin, miladi 1010 (h. 400) veya 1056 (h. 448) yillarinda Kudüs’te ortaya çiktigi da kaynaklarda belirtilmektedir.[8]

Recep ayinda bulunan Regaib ve Mirac kandilleri ve faziletleri hakkinda da herhangi bir delil bulunmamaktadir. Yalniz Recep ve Sa’bân aylari hakkinda bir kaç söz söylenmesi gerekmektedir: Recep ayi “dört haram ay”dan bir tanesidir. Digerleri Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylaridir. Bu aylarda savasmak haram kilinmistir. Dolayisiyla bu aylarin diger aylara göre bir fazileti bulunmaktadir. Âlimler bu aylarda oruç tutmanin müstehab oldugunu söylemislerdir. Fakat Peygamber (sav)’den ve ashab-i kiram’dan özellikle bu ayda oruç tutmanin faziletine dair herhangi bir sahih rivayet nakledilmemistir. Bir de halk arasinda “üç aylar” olarak bilinen Recep, Sa’ban ve Ramazan aylari hakkinda rivayet edilen: “Recep Allah’in ayidir, Sa’ban benim ayim, Ramazan da ümmetimin ayidir.” Sözü hakkinda âlimlerin çogu “bu uydurmadir” demistir. Ayrica yine Recep ayinin fazileti hakkinda: “Kim o ayda su kadar namaz kilarsa ona su kadar sevap verilir, kim o ayda istigfar ederse ona su kadar ecir verilir.” Seklinde hadis diye rivayet edilen sözlerin hepsi mübalagadir, hepsi âlimler tarafindan tekzib edilmistir.[9] Özellikle Regaip gecesi ile ilgili olarak halk arasinda meshur olan Regaip namaziyla ilgili rivayeti, 1023 (h. 414) yilinda vefat eden Ali b. Abdullah b. Cehdâm isimli Mekkeli sûfî bir zatin ihdas ettigi / ortaya çikardigi kaynaklarda belirtilmektedir.[10]

Sa’bân ayina gelince: Sahih rivayetlere göre Peygamberimizin Ramazan ayindan sonra en çok oruç tuttugu ay Sa’bân ayidir.[11] Üsâme b. Zeyd (r.a) söyle bir hadis rivayet etmistir: “Resulullah (s.a.v), Sa’bân ayinda tuttugu orucu hiçbir ayda tutmamistir. Kendisine: “Ey Allah’in Resulü! Senin, Sa’bân ayinda tuttugun orucu baska bir ayda tuttugunu görmedim" dedim. O da söyle buyurdu: “Saban, Receb ile Ramazan arasinda insanlarin gafil bulundugu ve amellerin, âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseldigi aydir. Ben de amelimin (Allah Teala'ya) oruçlu oldugum halde yükselmesini seviyorum.”[12] O halde bu ayda oruç tutmanin Peygamber (sav)’in güzel bir sünneti oldugu rahatlikla söylenebilir.

Peygamberimiz (sav), Ashab-i Kiram, Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde herhangi bir kutlama örnegine rastlanmayan Rebiulevvel ayinin on ikinci gecesi olan Mevlid kandili, ilk defa hicretten yaklasik üç yüz elli yil kadar sonra Misir’da, Sii Fâtimî Devleti döneminde kutlanmaya baslamistir.[13] Eyyûbîler döneminde birçok tören ve bayram kaldirilmis oldugundan Mevlid kutlamalari Erbil Atabegi Begteginli Muzafferuddin Kökböri (ö. 629/1232) tarafindan büyük törenlerle yeniden kutlanmaya baslamistir.[14] Muzafferuddin Kökböri’nin bu kutlamalari yeniden baslatmasinin ardinda, Musullu sûfi Ömer b. Muhammed el-Mellâ’nin bulundugu belirtilmektedir.[15] Peygamber Efendimizin dogum günü olan bu günün / gecenin faziletine dair de herhangi bir delil mevcut degildir.

Ebû Sâme el-Makdisî, Sehâbeddin el-Kastallânî, Ibn Hacer el-Askalânî, Celâleddin es-Suyûti gibi bazi alimler Peygamberimizin dünyaya gelmesi sebebi ile sevinmenin, bu gün münasebetiyle muhtaçlara yardim etmenin, Peygamberimize siirler (mevlid gibi) okumanin güzel birer amel oldugu söyleyerek, bu gibi Mevlid kutlamalarinin “bid’at-i hasene” sayilmasi gerektigini söylemislerdir. Mâlikî fakihi Ibnu’l-Hâc el-Abderî, Ömer b. Ali el-Lahmî el-Fâkihânî, Ibn Teymiyye, Muhammed Abduh, Abdulaziz Ibn Bâz ve Hammûd b. Abdillah et-Tuveycîrî gibi âlimler ise mevlid kutlamalarina “bid’at-i seyyie” gözüyle bakmis ve buna siddetle karsi çikmislardir.[16]

Dinde sonradan ortaya çikan ve hakkinda herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkinda Allah Resulu (sav) söyle buyurmustur:

“Islerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çikarilanlardir.”[17]

“Sonradan ihdas edilen her sey bid’attir”[18]

“Her bidat dalalettir, her dalalet de atestedir.”[19]

Sonuç olarak su söylenebilir ki; ne Kur’an’da ve ne de sünnette bugün genis halk kitleleri tarafindan kutlanan kandil gecelerine isaret vardir. Mübarek kabul edilen bu geceler, Peygamber Efendimiz ve ashabindan çok sonra Misir ve Kudüs’te kutlanmaya baslamis, daha sonra Islam dünyasinin çesitli bölgelerine yayilmistir. Bu kutlamalar kesinlikle Islam’in bir emri veya bir tavsiyesi degildir. Müslüman toplumlar tarafindan ortaya çikarilmis ve gelenek haline gelmistir. Osmanli padisahlarindan II. Selim döneminden itibaren ‘kandil’ adini alan bu geceler miraciye, regaibiye, mevlüt gibi çesitli etkinliklerle ihya edilmistir. Kandil gecelerini kutlayan her toplum kendi kültüründen bir seyler eklemis ve böylece bu geceler geleneksellesmistir. Günümüzde de kandil geceleri halk camilere akin etmekte, kandil simidi ve tebriklesmelerle son derece yogun bir sekilde kutlanmaya devam etmektedir.




YAHYA SENOL

25.07.2006 SÜLEYMANIYE

Anadolu Ajansi

Eklenme Tarihi :7/3/2008 10:06:49 AM Ekleyen :baskan


Degerli günvaktili kardeslerim .ALLAHin rahmeti bereketi üzerinize olsun.Hepinizin kandilini kutlar,Rabbim hayirlara vesile eylesin.
      Rasit hoca7/4/2008 1:07:22 AM
 
tüm islam aleminin kandili mübaek olsun ALLAH yar ve yardimcimiz olsun
      serpil karakilçik7/3/2008 10:10:38 PM
 
Tüm kardes GÜNVAKTI'lilerin ve TÜM ISLAM ALEMININ MÜBAREK REGAIB KANDILINI KUTLAR HAYIRLARA VESILE OLMASINI TEMENNI EDERIM...
      EROL YILMAZ7/3/2008 4:32:26 PM
 


Adınız Soyadınız : Yorumunuz :


   Ana Sayfa    Foto Galeri    Ziyaretçi Defteri    Iletisim