"Ramazan ayi, insanlara yol gösterici, dogrunun ve dogruyu egriden ayirmanin açik delilleri olarak kendisinde Kur’an’in indirildigi aydir. Sizden her kim bu ayda bulunursa oruç tutsun" Bakara, 2/185. Ramazan Müjdesi Ramazan'in ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yasamaya baslariz. Kâinat senlenir, dünya Cennetten süzülen nurânî bir hava ile dolup tasar.. Ulvi âlemlerin masum ve mübarek sakinleri öbek öbek mü'minlerin çevresini sarar. Rahmet ülkesinden müjdeler, kâinatin Rabbinden selâmlar ve magfiret ümitleri getirir, Ramazan ayi... Mukaddes kelâmin nazil olusunun yildönümünü mü'minlerle birlikte cinler, melekler; agaci, çiçegi, böcegi, kurdu, kusu, denizi ve deryasiyla yasli dünyamiz da kutlar. Görünen ve görünmeyen âlemlerde tam manâsiyla bir bayram havasi yasanir. Bu ayin Cenâb-i Hak katinda müstesna bir yeri vardir. Yüce Rabbimiz kendisine muhatap olarak seçtigi kullarina sonsuz rahmetinin en genis tecellilerini bu aya tahsis eder. Basta Kur'ân-i Kerim olmak üzere! Tevrat, Zebur ve Incil gibi diger semavî kitaplarin da bu ayda indirilmis olmasi, bu günlerin kiymet ve kudsiyetini artiran diger bir husustur. Mü'minlere Ilâhî bir ihsan olarak bu günleri birer güzel firsat bilerek degerlendirme, Rablerine olan kulluk derecelerini gösterme, Ona muhatap olabilme gayreti içine girerek tam bir ihlâs ve suurla ibadet ve taate kosarlar. Bu gayretin neticesi elbette karsiliksiz kalmayacaktir. Oruç tutup, Ramazan ayini bir kulluk suuru içinde geçirenler tatli bir âni yasadiklari, huzura erdikleri gibi pekçok nimete de mazhar olurlar. Ubâde bin Samit anlatiyor: Ramazan ayinin basladigi bir günde Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam söyle buyurdu: "Iste bereket ayi olan Ramazan geldi. Artik Allah'in rahmeti sizi kusatir. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarismaniza bakar da, bununla meleklerine karsi iftihar eder. Öyle ise kullugunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asil bedbaht olan da, bu ayda Allah'in rahmetinden nasibini alamayandir."(1) Ramazan her yönüyle bir ibadet mevsimidir. Her mü'min namazi, orucu, iyilikleri hizmetleri ve duâsiyla bu rahmet ve bereketten nasibini almaya çalisir. Bilerek veya bilmeyerek yapmis oldugu günahlari için Allah'tan af diler. Rabbine niyazda bulunur. Cenâb-i Hak da kulunun bu samimi dua ve niyazini karsiliksiz birakmaz, günahlarini affeder, rahmetine garkeder. Ramazan ayinin kudsiyet ve bereketini bildiren su hadis-i serifi birlikte okuyalim. Peygamber Efendimiz genis anlamda bu hususu dikkatimize vermektedir. Selmân-i Fârisî (r.a.) anlatiyor: Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam Saban ayinin son günlerinde bize irad ettigi bir hutbede söyle buyurdu: "Ey insanlar büyük ve mübarek bir ay yaklasti, gölgesi basinizin üstüne düstü. Bu öyle bir aydir ki, içinde bin aydan daha hayirli olan Kadir Gecesi vardir. Allah o mübarek ayin gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazi mesru kildi. Bu ayda küçük büyük bir hayir yapan insan, baska aylarda bir farz eda etmis gibi sevap alir. Bu ayda bir farzi yapmak, baska aylarda yetmis farz yerine geçer. Bu ay Allah için açlik ve susuzlugun, taat ve ibadetin mesakkatlerine sabir ve tahammül ayidir. Sabrin karsiligi da Cennettir. Bu ay yardimlasma ayidir. Bu ay mü'minlerin rizkini arttiracak aydir. Bu ayda her kim oruçlu bir mü'mine iftar edecek bir sey verirse, yaptigi bu is günahlarinin bagislanmasina ve Cehennemden kurtulmasina sebep olur. Oruçlunun sevabindan da hiçbir sey eksilmeden onun kadar sevaba kavusur. " Ashâb-i Kiramdan bazilari, "Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir sey bulup verecek durumda degiliz" dediler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Allah bu sevabi bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü'mine iftar ettirene de verir" buyurdular ve hutbelerine söyle devam ettiler: "Bu ayin basi rahmet, ortasi magfiret, sonu da Cehennemden kurtulustur. Bu ayda kim kölesinin (isçi ve hizmetçisinin) isini hafifletirse, Allah da onu affeder ve Cehennemden uzak tutar. Bunun için bu ayda su söyleyecegim dört hasleti fazlasiyla bulundurmaya çalisiniz. Bu dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razi edersiniz, diger ikisinden ise hiçbir zaman ayri kalamazsiniz. Rabbinizin rizasina sebep olan hasletlerin birisi, kelime-i sehadete devam etmeniz, digeri de Allah'tan magfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceginiz iki hasletin biri Allah'tan Cenneti istemek, digeri de Cehennemden Allah'a siginmaktir. Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahserdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.(2) Kaynaklar: (1) et-Tergib ve't-Terhîb, 2:99. (2) A.g.e, 2:94.
Anadolu Ajansi
|