Tabii ki gurbette...Tabii ki yad ellerde...
Tabii ki yabanda...
Tabii ki benzesmeyenlerin çogaldigi ortamda...
Türkiye "de "hemserilik" ne zaman yogun biçimde hissedildi?
Sanayilesmenin gündeme geldigi dönemde...
1950"lerde sanayi kirsaldan emek talep etmeye baslayinca, köyden kente göç de basladi... Büyük sehir yalnizligi "hemserilik" kavramini besledi, kirdan gelenler "hemserilik dayanismasi" ile hayata tutundu.
Daha sonra da "hemseriler" kentleri egemenlikleri altina almaya basladi.
***
Hemserilik kavrami bu haliyle, sanayilesmenin baslangicinda boy atip gecekondulasmayla gürbüzlesti...
Köyden kente göç edenler hemserilerinin yanina, yakinina yerlestiler.
Istanbul "daki Yozgatlilar mahallesi... Istanbul "daki Kastamonulular köyü gibi...
Kirsaldan gelen emek karnini doyurmakta zorlaninca yurt disina kulak verdi...
1960"larda basta Almanya olmak üzere disa göç basladi.
Önce kentler sonra uluslararasi metropoller...
Avrupa "ya göç ile birlikte bu kez "hemserilik" yurtdisina tasindi.
Avrupa "nin büyük kentlerinde Türk kasabalarinin adiyla anilan semtler olusmaya basladi.
Brüksel "de Afyon -Emirdaglilarin koloni kurdugu Schaerbeek bölgesi...
Konya -Kululularin neredeyse kasaba olarak Isveç "e göç etmesi gibi...
Hemserilik ne?
Ayni yöre ve kültürden gelenlerin dayanismasi...
Düne kadar içe kapali ve tasrali bir üsluptu...***
Sanayi sonrasi dönem her seyi degistiriyor.
Tabii "hemserilik" kavramini da...
Artik hemserilik yerel ve içe kapali olmaktan çikip, disa dönük ve dünyali hale geliyor.
Ayni üslup...
Ayni hedef...
Ayni zevk...
"Uluslararasi hemserilik" kavramini dogurdu.
Örnegin fikri olan biri, hiç tanimadigi baska biriyle ayni konuda proje hazirlayip; yine birbirini tanimayan baskalarini da projeye katip; Avrupa Birligi "nden o projenin gerçeklesmesi için para yardimi isteyebiliyor.
Üstelik 20 yili askin bir süredir...
1984"ten beri AB Komisyonu tarafindan yürütülen arastirma-gelistirme-inovasyon programlari buna örnek. Biz buna ancak 2002"de katildik.
Bu programlardan mali destek alabilmek için bürokratik duvarlari asip proje sunmak gerekiyor.
Nasil?
Bunu yapabilmenin yolu ise modern bir tür hemserilik sisteminden geçiyor: Networking .
Ne demek?
Bunun Türkçe karsiligi yok ama "iliski yönetimi" diyebiliriz.
Hiç tanimadiginiz bir Norveçliyle sadece e-postayla yazisarak bir is iliskisi kuracaksiniz. Bir networking olusacak. Buna belki bir Yunanli , bir Danimarkali ve bir Italyan da katilacak.
Uluslararasi "hemserileriniz" olusacak.
Içe kapali ve yerel olmaktan çikip uluslararasi bir ortak dayanismanin adi oluyor hemserilik.
***
Bu is öylesine yayginlasiyor ki...
Dergiler konuyu kapak yapiyor...
Uluslararasi fuarlar, uluslararasi hemserilerin bulusma mekanlarina dönüsüyor.
Örnegin, Türkiye Bilisim Vakfi "nin Bilgi Gapi dergisi geçen sayisini bu konuya ayirmisti:
"Uluslararasi is iliskisi kurmanin ve AB fonlarindan yararlanmanin yollari, önemi ve geregi" konusuna.
***
Artik, içine kapali, tasrali ve günü kurtaran hemserilik yerine, dünyaya açilan hemserilik kendi erakini, bilgisini, görgüsünü ve hemserilik ruhunu uluslararasi fuarlari izleyerek gelistiriyor.Geçenlerde okudugum bir makale bu adresleri söyle siraliyordu: "Ve örnegin, en az yatirimla en yüksek katma degeri saplayan bilisimden örnek vermek gerekirse; dünyada olup biteni tam yerinde gidip görmek, herkesin gittigi yere gitmek, orada networking yapmak.
Bu yerler ABD "de Consumer Electronics Show olabilir, Hannover "de CEBIT fuari olabilir, hatta Istanbul "daki CEBIT Eurasia olabilir.
Yani uluslararasi hareket ve insanlar neredeyse Türkler de orada olmali. Her fuara sirf networking amaciyla dahi olsa katilmalilar.
AR -GE olmadan, inovasyon olmadan dünyada rekabetçi olmamiza imkan kalmamistir. Bunu anlamamiz lazim.
Türklerin içlerine kapanip disariya ürkek gözlerle bakmayi sürdürmesi artik mümkün degil. Disa açilmak için networking"i anlamalari ve ögrenmeleri sarttir.
Yazida anilan uluslararasi hemserilerin yeni bulusma mekanlarindan "Consumer Electronics Show " meger dünyanin en önemli fuarlarindanmis... Tüketici elektronigi söz konusu oldugunda en yeni ve en gelismis ürünler her yil orada sergilenirmis. Consumer Electronics Show "un patronu da Gary Shapiro imis.
"Uluslararasi hemserilik" kavrami nedeniyle gelisim sürecine söyle bir göz attim.
Ilk CES 1967 yilinda New York City "de gerçeklesmis.
Bin 500 metrekarelik alanda 110 katilimcinin yer aldigi bu ilk etkinligi 17 bin 500 ziyaretçi gezmis. Gösteri, firmalarin radyolarini, pikaplarini ve televizyonlarini sergiledikleri bir paylasim ortami olarak baslamis.
40 yil sonra içinde kablosuz sistemler, araç teknolojileri, dijital imaj isleme, ev sinema sistemleri gibi 30 farkli kategoride ürünlerin sergilendigi dünyanin en büyük tüketici teknolojileri olayi haline gelmis.
2008"de düzenlenecek CES , 140 ülkeden 140 binden fazla ziyaretçinin gezecegi, 2 bin 700 firmanin istirak edecegi 180 bin metrekarelik bir alanda gerçeklesecekmis.
Demek ki "uluslararasi hemserilik" ve "iliski yönetimi" hizla yayilmakta.
***
Globallesme nelere kadir ...
Içe kapali...
Yerel ve tasrali hemserilik kavramini da degistirdi.
Disa açik, dünyali ve beyinsel ortakligin semsiyesi haline getirdi.
|
Ana Sayfa
